Çocuk ve Ergenler İçin
Çocuk ve Ergen Müdahale Programları
Çocuk ve Ergen Çalışma Alanları
Genç Yetişkinler İçin
Genç Yetişkin Çalışma Alanları
Yetişkinler İçin
Çift ve Aileler İçin
Bağlanma Kuramı; Çocuğun zihinsel, duygusal ve davranışsal gelişiminde yakın ilişkilerin, özellikle de ebeveyn-çocuk ilişkisinin çocuk üzerindeki etkisini açıklama bakımından son yıllarda en yaygın kabul gören ve etkili kuramlardan birisidir. Çocuklarıyla güvenli bağlanma ilişkisi kuran ebeveynler, onlara değerli ve güvende olduklarını hissettirmenin yanı sıra sevildiklerine ilişkin güvence de vermiş olurlar. Bu güvence sanılandan daha önemlidir ebeveynlerinin tutumları ile güvenli bağlanma geliştiren çocuklar bir taraftan başarı için gerekli olan özgüveni kazanırken diğer taraftan da psikolojik sağlıklarını korurlar. İnsanların kendileri için önemli gördükleri kişilere karşı geliştirdikleri güçlü duygusal bağlar olarak tanımlanmaktadır.
Bağlanma Sistemi; Neden bebekler ilk doğdukları andan itibaren “bağlanmaya” ihtiyaç duyarlar? GÜVEN! Bağlanma doğumdan hemen sonra başlar. Memeye yönelme, başı döndürme, emme, yutma refleksleri ile 8. hafta itibari ile bebek anneye yönelmeye başlar. Gülümseme, uzun süreli göz teması, ses çıkarma 7. ayla beraber çevrenin farkında ancak anneye tam bir odaklanma ve dikkat vardır. Yabancı birinin varlığında kaygılanır, ondan kaçma ve anneye yönelme davranışları sergilerler.
Bağlanma 6-24 ay arasını kapsar ancak etkileri bir ömür devam eder. Bağlanma nesnesi ise başkalarının sağlayamayacağı özel bir psikolojik işlevi sağlayan ve başkalarının verdikleri cevaplardan farklı olarak etkili ve sosyal tepkiler veren kişi olarak kabul edilmektedir. Bebeğin, anne- babasıyla iletişimde kullandığı ve hayatının ilk 9 ayında geliştirdiği davranışlarına bağlanma davranışları denir. Emme, sokulma/uzanma, bakış , gülümseme, ağlama bebeğin başlıca bağlanma davranışlarıdır.
Bebek anneye bir tür sinyal verir. Bir bebek ilk dünyaya geldiğinde tamamen kendisine dönüktür. İstekleri için sinyal verir (ağlama). Ağlama henüz tek iletişim biçimidir. Bu istekler karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve ortam sıcaklığının ayarlanması. Henüz dış dünyayı keşfetme aşamasında değildir. Yalnızca isteklerinin doyurulmasını ve bunların düzenli yapılmasını ister. Tüm bunlar güven duygusunun gelişmesi için gereklidir eğer bu gereksinimler düzenli sağlanmazsa bebek güvensizlik duygusu yaşar. Bebek sahibi olmaya hazır ve bebeğe karşı duyarlılık kazanan anneler, bebeğin ağlamasından karnımı aç, altınımı ıslattı, hasta mı.. Daha kolay ayırt edebilirler.
Telaşlı, kaygılı ve hazır olmayan anne bebek ağladığında ne yapacağını şaşırır. Bunu gerek yüz ifadesi gerek beden duruşu ile ifade eder ve bebeği de tıpkı kendisi gibi yatışmakta güçlük geçer. Anne sütü ruhsal doyum ve anne-bebek ilişkisinin kurulması için önemli bir adımdır. Bebeğini emziren anne sıcak sevecen yüz ifadesi ile bir yandan bebeğini okşar bir yandan da onunla konuşursa arada bambaşka bir ilişki gelişmeye başlar. Böylece bebek de annesiyle fiziksel ve duygusal bağlantı kurar.
Emzirmeyi uykusuzluktan şikayet ederek, gergin yüz ifadesi ve beden duruşu ile, sinirle, isteksiz, zorunlu olduğu için yapan bir annenin bebeği de anneye aynı tepkileri verecektir. Bunun yerine biberonu veya kaşığı şefkatle, bebekle konuşarak ve zevkle veren annenin bebeğiyle oluşturduğu bağlanma daha sağlıklıdır. Sütü olmayan ya da emmeyen bebeklerde de güvenli bağ gelişimi bu sayede sağlanabilir.
Bebek/Çocuk sünger gibidir. Annenin duygularını bebekler aynen bir ayna gibi yansıtırlar. Yani anne mutsuzsa mutsuz, anne neşeliyse neşeli olurlar. Gittikçe bu duyguları kendi duygularından ayırt ederek bireyselleşir ve kendini anneden ayrı bir varlık olarak görmeye başlar. İlk aylarında insanları ayırt etmeden herkesin kucağına giden bebek, 6. aydan itibaren yabancıları ayırt etmeye, onlardan çekinmeye, güven duyduğu annesinden ayrılmak istememeye başlar. Buna ayrılık kaygısı denir.
Belli ölçüdeki ayrılık kaygısı normaldir normalden saptığında ayrılık kaygısı bozukluğuna dönüşür. Anneye aşırı bağımlı olmakta anneden uzun süreler ayrı kalmakta güvenli bağlanma gelişimini etkiler. Anne ayrılığına karşın tepki vermeyen çocukları ise anneyle sağlıklı bağlanma yapmamış olan çocuklar olduğu bilinmektedir ki, bu da ayrı bir sorun yaratmaktadır.
Ne kadar kucaklamalıyım? Her ağladığında gidersem ağlama davranışını kullanır mı? İlk yılda, özellikle de ilk aylarda annelerin bebeği kucağa alıp almama, ne zaman beslenmesi gerektiği gibi konularda endişeleri vardır. Bu dönemde bebek her ağladığında yani yardıma ihtiyaç duyduğunda bakım verenin şefkatle onu kucaklaması, bakması, doyurması, uyutması güven duygusunun gelişmesine bebeğin sakinleşmesine, yalnız olmadığını hissetmesine sonsuz katkı sağlar.
Unutulmaması gereken bu süreçte bebeğin en temel gereksinimini ilgi ve sevgi olduğudur. Anneyle teması önemlidir. Ama ağlamayı bir silah gibi kullanıp devamlı kucak ve memede olması da sakıncalıdır.Örneğin sabırsız ve kaygılı bir anne bebeğinin ne istediğinden çok ağlamasını kesmeye odaklanır. Bu da genelde ya acıkmadan meme verme ya da kucaklama şeklinde olur. Tutarsız davranışlar bebeğinde tutarsız ağlamalarına ve yatıştırılamamasına sebep olacaktır.
Oysa ki bebek annesi tarafından anlaşılmak ve düzenli bir bakım ister annesinin beslenme düzenini bilmesini bekler, uyku ve uyanma saatini, ağladığında yanına geleceğini… Bebeğiyle sağlıklı ilişkisi olan anne bu ayrımı kolayca yapabilir. Temel güven duygusu sağlıklı gelişen bebek de ilerde sağlıklı bir erişkin olmanın temelini atmış olur.
Duyarlı ve Ulaşılabilir olmak! Nasıl?
Ağladığımda annem gelecek, yalnız değilim. Hastalandığımda annem bana bakacak, beni anlıyor. Düştüğümde kaldıracak, güvenli bir yerim var. Ama tek başıma yürümemede izin verecek, dünyayı keşfederken bana güven verecek.
Örneğin; bir çocuk annesi tarafından reddedilmeyi deneyimlemişse, bebek/çocuk kendini değersiz ya da kabul görmeyen şeklinde algılayacaktır.
Eğer çocuk annenin duygusal olarak ulaşılabilir ve destekleyici olarak deneyimlemişse benlik yeterli ve sevilen biriyim şeklinde yapılanacaktır.
Ulaşılabilirlik! Eğer bağlanma figürü (anne) bebeğin rahatlama ve korunma ihtiyaçlarını onaylar ve aynı zamanda bebek çevresini özgür bir şekilde keşfetme ihtiyacına saygı duyarsa, bebek de muhtemelen değerli ve kendine güvenen bir benlik geliştirir. Aksine, eğer bağlanma figürü çocuğun keşif ve rahatlama isteklerini sıklıkla geri çeviriyor, reddediyorsa çocuk da muhtemelen değersiz ve yetersiz olarak hissettiği bir benlik yapısı geliştirecektir.
Duyarlılık! Anne bebek bağlanması sürecin bir noktasında çeşitli sebeplerle sekteye uğramış ise de onarılabilir. Aile dinamiğine ve bebek/çocuğun dinamiğine göre çalışmalar ve aile danışmanlığı düzenlenmektedir.
Bugün, başlamak için güzel bir gün.
New İstanbul Psikoloji'ye göndermiş olduğunuz mesajlara ve sorulara 24 saat içerisinde geri dönmeye gayret gösteriyoruz. NİP'e tekrardan hoş geldiniz.